Bir sonraki adımı
birlikte atalım


Migren Ameliyatı

Migren ataklarını azaltmak için çoğu zaman yaşam tarzını değiştirmek gereklidir. beslenme şekli olarak migreni tetikleyen yiyecekler olan kahve, sigara, alkol, mayalı yiyecekler, eskimiş peynirler, çikolata gibi yiyeceklerden uzak durulması önerilmektedir. Atak anındaki ağrının giderilmesinde ağrı kesiciler kullanılabilir.

Migren Ameliyatı

Migren denilince beyin içinden kaynaklanan, kimi zaman ilaçlarla baskılanabilen, çoğu zaman ise tedavisi olmayan bir hastalık olarak tanıdığımız, ataklarla seyreden ve kişinin hayatını kısıtlayan bir kısır döngü süreci akla gelir.

Alın, Şakak, Ense ve Göz Arkası bölgelerinden başlayan migren; bulantı, kusma, ışıktan, sesten, kokudan rahatsız olma gibi bulgularların eşlik ettiği, kişide şiddetli baş ağrısı ve zonklamalar meydana getiren bir rahatsızlıktır. Her 3 hastadan birisi atak öncesinde aura dönemi dediğimiz görme bozuklukları gibi farklı belirtiler göstermektedir.

Kimlere Öneririz?

  • Migren tanısı kesin olarak Nöroloji doktoru tarafından teşhis edilmiş olan,
  • İlaç tedavisi altında dahi bir ay içinde 2 yada 3 atak geçiren
  • İlaç tedavisinin yan etkilerinden dolayı ilaç tedavisi kullanamayan yada kullanmak istemeyen migren hastaları

İlaç tedavisinde etkili sonuç elde edilemediğinde botulinyum toksini tedavisi veya migren ameliyatı açısından düşünülmelidir. Ayda 2’den daha az migren atağı geçiren hastalar için botulinyum toksini uygulaması tedavi seçeceği olarak sunulabilir. Daha ağır migren hastalar ise Migren Ameliyatı açısından değerlendirilebilir.

sorunuz mu var?

Aklınıza takılan sorular için
hızlı yanıtlar

Migren ataklarını azaltmak için çoğu zaman yaşam tarzını değiştirmek gereklidir. beslenme şekli olarak migreni tetikleyen yiyecekler olan kahve, sigara, alkol, mayalı yiyecekler, eskimiş peynirler, çikolata gibi yiyeceklerden uzak durulması önerilmektedir.  Atak anındaki ağrının giderilmesinde ağrı kesiciler kullanılabilir. Tıpta yada alternatif tıpta bir çok tedavi seçeneği bulunsa da, ilerlemiş dirençli migren hastalığı durumlarında migren tedavisinde hastalar Migren Ameliyatı açısından değerlendirilebilir.

İlaç tedavisinde etkili sonuç elde edilemediğinde botulinyum toksini tedavisi veya migren ameliyatı açısından düşünülmelidir. Ayda 2 den daha az migren atağı geçiren hastalar için botulinyum toksini uygulaması tedavi seçeceği olarak sunulabilir. Daha ağır migren hastalar ise Migren Ameliyatı açısından değerlendirilebilir.

Migrene neden olan noktalar gevşetilerek sıkışan sinirler rahatlatılır. Böylece sinirin beyne gönderdiği ağrı tetikleyici uyarılar ortadan kaldırılmış olur.

Migren ağrısı kaşlardan başlıyorsa saçlı deri ön çizgisinden yapılan kısa kesiler ile deri altı alanına kamera ile sinirlere ulaşılır. Ağrı şakaklarda başlıyorsa endoskop yardımı ile şakaklardaki duyu sinirlerine müdahale edilir.

Ağrı ensede başlıyorsa orta hattan saçlı deri içerisinde yapılan bir kesi ile sağ ve soldaki sinirlere ulaşılarak sinirler gevşetilir. Ağrı gözlerin arkasında başlıyorsa burun içerisindeki kıkırdak eğriliği olup olmadığı yada burun içi yumuşak dokuların kıkırdakla olan ilişkisi incelenir. Tedavi öncesi migrenin kaynaklandığı düşünülen atak başlatıcı noktalar tespit edilip migren ameliyatı hastayla birlikte kararlaştırılır.

Migren denilince beyin içinden kaynaklanan kimi zaman ilaçlarla baskılanabilen, çoğu zaman ise tedavisi olmayan bir hastalık olarak tanıdığımız, ataklarla seyreden ve kişinin hayatını kısıtlayan bir kısır döngü süreci akla gelir. Günümüze kadar bir çok tedavi yöntemi denenmiş ve genel olarak etkin bir sonuca ulaşan yöntem bulunamamıştır. Bu durumun asıl sebebi migreni oluşturan asıl nedenlerin bulunamaması ve daha çok oluşan semptomların giderilmesi üzerinde çalışmaların yoğunlaştırılmasıdır. Bu durum vazgeçilemez bir sektör haline dönüşen, hastaların ve ülkelerin devamlı parasını harcadığı ve sonucunda ilaçlarla geçici bir iyilik halinin sağlandığı yada sağlanamadığı zorlu bir hal almaktaydı. Diğer girişimsel uygulamalar ağrının yönünü değiştirerek etki etmekte ise de nedene yönelik çözüm 2000’li yılların başına  kadar bilinmiyordu.

Amerikalı ünlü Plastik Cerrah Bahman Guyuron 2000 yıllarında alın germe, kaş askılama ameliyatı yaptığı hastalardan geri dönüş olarak estetik sonuçların yanı sıra migren ataklarından da kurtulduklarını belirtmişler.

Dünya genelinin yaklaşık altıda birini etkileyen migren hastalığının etkin bir şekilde çözümlenmesi yolunda atılan adımlar bu dönemde başlayarak son yıllarda uluslararası geçerliliği olan bir tedavi şekline dönüşmüştür. Migren hastalığının karmaşık bir doğaya sahip olması ve yıllardır üzerinde oluşturulmuş dogma ve tanımlamaların daha çok santral teori üzerinden gitmesi, Nörologlar açısından çekinceli bir konu olarak algılanmasına neden olmaktadır. Günümüzde Migren Ameliyatı hakkında bir çok bilimsel çalışma yapılmış ve her geçen gün dünya genelinde yapılmakta olan migren ameliyatı sonuçları ve ayrıntıları makaleler şeklinde paylaşılmaktadır.  

Neden Plastik Cerrahi sorusunun cevabı aslında tesadüflerde gizli gibi görünse de aslında Plastik Cerrahinin ilgi alanları araştırıldığında bu durum daha net olarak anlaşılabilir. Plastik Cerrahi çoğumuzun bilmediği, çoğu zaman ihtiyaç durumunda tanıdığı mikro cerrahi yöntemler ile zarar görmüş, sıkışmış yada işlevini yitirmiş periferik (yüzeysel) sinirlerin deri altındaki tuzaklanmış alanlardan kurtarılması açısından önemli bir görev üstlenmektedir.

Temel yaklaşım, beyne ağrı duyusunu ileten yüzeyel sinirlerin bir şekilde bulunduğu mikro çevrede sıkışması yada çevresel uyaranlardan etkilenmesi olarak tariflenebilir. Tanımlanmış olan Tetik Nokta Teorisi migren atağının bir başlangıç noktası bulunduğu, bu noktada mekanik sıkışıklığın kimyasal etkilere dönüşerek sinirlerin uyarıldığı, bu durumunda beyinde migren atağını tetikleyen süreci başlattığı savı üzerinde durulmaktadır.

 

Özellikle kan sulandırıcılardan olan aspirinin ameliyattan üç hafta önce kesilmesine ve ameliyattan bir hafta sonrasına kadar kullanılmamasına dikkat edilmelidir. Bunun yanında E vitamini ve bitkisel ürünlerinde kullanımı kanamaya sebep olabilecek diğer maddelerdir.

Her bir tetik nokta için yaklaşık 40 dk sürmektedir.

Ameliyat sonrası saçlı deriden dışarı uzanan dren yerleştirilerek içeride kan ve sıvı birikmesi engellenir. Genel olarak bir gün sonra dren çekilir. Hastanın hastane bir gün gözlem altında kalması istenir.

İyileşme süreci kişiden kişiye değişmekle birlikte ödem ve şişlikler 3. Günde gerilemeye başlar ve 7-10 günde belirgin şekilde kaybolur. Ağır egzersizler 6. Haftadan sonra yapılabilir. Kendisi eriyen dikişler kullanıldığından dolayı dikişlerin alınması gerekmez.

Migren ataklarının gerilemesi bazı hastalarda operasyondan hemen sonra oluşabilirken bazı hastalarda ise aylar içerisinde zamanla gerileyen bir şekilde seyredebilir.

Migren ameliyatı beyin ameliyatı değildir. Deri altı planında yapılan bir ameliyat olduğu için riskleri minimaldir. Ameliyatın riskleri tüm ameliyatlarda görülebilecek enfeksiyon, kanama, yara iyileşmesi bozukluklarını gibi durumları içerirken, genel olarak saçlı deride kaşıntı, hissislik, hassasiyet gibi duyu ile alakalı etkiler görülebilir. Riskler ameliyatın uygulandığı bölgeye göre farklılık göstermektedir.

Evet benzer ameliyatlardır, ancak ayrıntıda farklı ameliyatlardır. İkisinde de cilt altı planda işlem yapılır. Ayrıca migren ameliyatı olan hastalara isteğe bağlı olarak kaş askılama ameliyatı da eklenebilir.

Dünya nüfusunun %10-15’ ini etkiler. Kadınlarda daha sık görülür. Çoğunlukla ailesel geçiş gösterir.

Uluslararası Başağrısı Topluluğu’nun düzenlediği tanı kriterleri:

• Ağrının 4-72 saat sürmesi

• Aşağıdaki durumların iki veya daha fazlasının eşlik etmesi tek taraflı olması, pulsatil olması, orta ileri düzey ağrı varlığı, Rutin fizik aktivite ile ağrıda artış.

• Aşağıdaki durumların bir ya da daha fazlasının eşlik etmesi: Bulantı kusma, ışığa ve sese karşı rahatsızlık

  • Prodrom dönemi
  • Aura dönemi
  • Ağrı dönemi
  • Çözülme dönemi
  • Toparlanma dönemi

1. Alın migreni (frontal migren)

2. Şakak migreni (temporal migren)

3. Ense migreni (oksipital migren)

4. Burun migreni (paranazal migren)

Migren etiyolojisinde ailesel ve çevresel önemlidir. 2/3 ü ailesel geçişlidir. Puberte öncesi erkeklerde daha sık görülürken sonrasında ise kadınlarda daha sık görülür.

Gerilim tipi baş ağrısı : En sık görülen baş ağrısı tipidir. 4-6 saat içinde sonlanır, ensede ve başın her iki tarafında görülen baş ağrısına neden olur.

Küme tipi baş ağrısı : Erkeklerde daha sık görülen, tek taraflı, 15 dakika ile 3 saat arasında süren ağrılarla kendini gösterir.

Sinüzit : alın ve göz çevresinde bulunan öne eğilince artan genellikle geniz akıntısı ile birliktelik gösteren bir ağrıdır.

Temporal arterit: Daha çok eksternal karotis arteri tutan inflamatuar bir hastalıktır. Şakak bölgesinde belirgin ağrıya neden olur.

Akut glokom: Göz tansiyonu olarak bilinen, oluşturduğu göz çevresinde ki ağrı ile tanınan hastalık türüdür.

Menenjit: Enfeksiyona bağlı meningkslerin tutulduğu yaygın baş ağrısına neden olan bir hastalıktır.

Subaraknoid kanama: Beyin kılıfı içinde gelişen kanama ile gelişen dayanılmaz bir baş ağrısına neden olur.

Primer teori, periferik sinirler üzerinden kontrol dışı oluşan ağrı duyusunun beyne iletilmesi konusunda yoğunlaşmaktadır. Asıl sorun yüzeyel cilt altı sinirlerdeki sıkışma ve etkileşimleri ile bağlantılandırılmaktadır. Mekanik problem giderildiğinde sinir dokusunun çevre dokularla etkileşimi kontrol altına alındığında, ana uyaran giderilmiş olur. Yüksek başarı oranlarına sahip olan Endoskopik migren ameliyatı, rastlantısal olarak bulunmasına rağmen  çözümü olmadığı düşünülen migren hastalığını belirgin düzeyde geriletebilmekte, ilaç bağımlısı haline gelmiş, migrene yıllarını harcamış hastaların bir kısmında ise migrenin tamamen ortadan kalkmasına imkan tanıyabilmektedir.

Uygulama yapılacak bölgeye, anestezi türüne ve işlem yapılan hastaneye göre değişkenlik göstermektedir.

Bir sonraki adımı
birlikte atalım


tr_TRTurkish